Türkiye Yeşilay Cemiyeti, bağımlılıklarla karşı 105 yıldır mücadelesini önleme, savunuculuk ve rehabilitasyon alanlarında sürdürerek toplumsal farkındalığı artıracak çalışmalarına devam ediyor. Bu bağlamda yapılan çalışmalar kapsamında 15–21 Kasım tarihlerini Alkol Farkındalık Haftası’nda alkol tüketiminin ciddi sağlık riskleri taşıdığına dikkat çekilirken, toplumun alkol kaynaklı zararlar konusunda bilinçlendirilmesi hedefleniyor.
Dünyada yapılan araştırmalarda alkol en az yedi kanser türüyle ilişkilendirilirken, düşük ve orta düzeyde tüketimde dahi riskin arttığına dair bulgular öne çıkıyor. Kadınlarda meme kanseri, kalın bağırsak, karaciğer, ağız ve boğaz bölgesi kanserleri gibi hastalıklarla ilişkilendirilen alkol kullanımı, birçok halk sağlığı raporunda önlenebilir risk faktörleri arasında gösteriliyor. Yeşilay, Türkiye’de alkol ile ilgili düzenlemelerin titizlikle uygulanması, alkolün fizyolojik ve sosyolojik etkilerine yönelik bilimsel araştırmaların artırılması, gençleri koruyacak bir bakış açısıyla toplumsal hassasiyet geliştirilmesinin risklerin bertaraf edilmesi konusunda önemli katkı sağlayacağını vurguluyor.
“DÜZENLEMELERİ UYGULAYARAK GENÇLERİMİZİ KORUMAMIZ GEREKİYOR”
Konuyla ilgili açıklama yapan Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, şunları söyledi: “Alkolün yol açtığı zararlar, gözle görülenden çok daha derin. Kişinin sağlık durumunun yanı sıra toplumsal olarak evlerde, sosyal ilişkilerde ve hayatın bütününde derin yaralar açıyor. Yakın zamanda maalesef gençlerimizi alkol ile ilişkili sebeplerle kaybettiğimiz haberlerini sıkça alıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre de her yıl 2,6 milyon insan alkol nedeniyle hayatını kaybediyor ve bu ölümlerin en yüksek oranı 20–39 yaş aralığında görülüyor. Bu sorumluluğu tüm toplum olarak hissetmemiz ve paylaşmamız gerekiyor. Alkol ile ilgili birçok kanuni düzenleme var, mevzuatımız bu konuda güçlü ve yeterli. Bu mevzuatı titiz bir şekilde uygulayarak gençlerimizi bu büyük riske karşı korumamız gerekiyor.”
“ALKOL EĞLENCE YA DA SOSYALLEŞME ARACI DEĞİLDİR”
Alkolün 18 yaş altına satışına dair daha sıkı denetlemelerin yapılması gerektiğini vurgulayan Dinç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alkolle ilk tanışma yaşının birçok ülkede 13–15’e kadar düştüğünü, ergenlik döneminde alkol kullanmaya başlayan gençlerin yetişkinlikte bağımlılık riski dört kata kadar arttığını biliyoruz. Maalesef bunu tetikleyen unsurlardan biri de sosyal medya fenomenleri ve eğlence endüstrisinde alkolün meşrulaştırılmasına, hayatın normal bir parçasıymış gibi gösterilmesine yol açan anlatım, gösterim ve söylemleri oluyor. Bu anlamda gençlere hitap eden herkesin de daha sorumlu davranması gerekiyor.
Alkol, gençlerimizin, çocuklarımızın hayatına asla ve asla girmemesi gereken bir madde. Bu nedenle 18 yaş altına alkol satışının önlenmesi, buna yönelik sıkı denetim uygulanması yasal bir zorunluluktan öte, nesillerimizin ve toplumumuzun güvenliği için herkesin üstlenmesi gereken ortak bir sorumluluk. Bugün alkol, gençlere eğlencenin, sosyalleşmenin ya da 'kafayı dağıtmanın' yolu olarak sunuluyor. Oysa oluşturulmaya çalışılan bu algı, onların bedensel ve ruhsal gelişimine ciddi zararlar verecek bir yanılgı. Geleceğimizi emanet ettiğimiz gençlerimizi hem sağlık hem de sosyal risklerden korumak hepimizin görevi.”
Hibya Haber Ajansı